8 Nisan 2013 Pazartesi

Kristal Denizaltı Ahmet Altan

Kadın erkek ilişkileri, aşk, şehvet, mutluluk, mutsuzluk, yalnızlık, kadınların arzuları istekleri,  erkeklerin dünyası  kısaca insana dair pek çok haller..insan ruhunun en çıplak hallerini en doğal duygularını ustalıkla anlatıyor sevgili Ahmet Altan. Bazen düşündüren, bazen heyecanlandıran, bazen duygulandıran yazılar..





Altı Çizilenler ;
    • Biz birbirimizin hiçbir şeyi olmayacaktık, ama her şeyi olduk. /sf:7
    • ‘Ben senin her şeyin olacağım’ açgözlülüğü, sevdiğin insanı kendi varlığınla sarıp dünyadan kopartarak, yalnızca kendine ait, başkalarının girmeyeceğinden emin olduğun bir kapalı bahçe haline getirme arzusunun boğuculuğu, kimse kimsenin ‘her şeyi olamayacağından’ sonunda insanı sıkıntıyla bunaltarak, karşısındakinin ‘hiçbir şeyi olmama’ isteğine sürüklüyor herhalde. /sf:10
    • ‘Öteki kadın’ her kadının içindedir ve belki de bu yüzden onu o kadar iyi tanıyıp ondan o kadar nefret eder. Zevk denizlerinin ‘muse’leridir öteki kadınlar. Her kadın ‘öteki kadın’a düşmandır. Ve her kadın ‘öteki kadın’ olmayı çılgınca sever. /sf:15
    • Bir kadınla üç şey yapabilirsin: ya onu seversin, ya onun için acı çekersin ya da onu yazarsın. /sf:36
    • Bir kadın kendi kendini, bir erkeğin kendi kendini tanıdığından daha fazla tanır, bir kadının esas ilgi alanı kendisidir çünkü erkekler kadınlarla ilgilenirken kadınlar kendileriyle ilgilenirler. /sf:38
    • Bir insan vardır bir yerlerde, belki de bugüne dek hiç görmediğimiz, hiç bilmediğimiz biri ve bir gün ona rastladığımızda, çevremizdeki hiç kimse ondan etkilenmezken, biz onların görmediği bir şeyi görüp o gördüğümüz şey her ne ise ondan bir daha ayrılamayacağımıza karar vererek, onun peşine düşüp bizi nereye götüreceğini bilmediğimiz çılgın bir yolda koşmaya başlayacağızdır. /sf: 41
    • İki insan ayrılırken, şefkatli konuşan taraf aşık olmayan taraftır. /sf:49
    • Bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat, yanınızdaki kadının terası, hayatıdır; hayatın hangi katında durduğunuzu, yanınızdaki kadının durduğu kat belirler. Hayatınız, seçtiğiniz kadındır. Bir kadın değil bir hayat seçersiniz çünkü. /sf:55
    • Kadınlar arzularından ve vücutlarından korkmayacak. Uzun zamanların esir aldığı kadınlar anlarla özgürleşecek. Ve onların özgürlüğü hayatın özgürlüğü olacak. /sf:70
    • Henüz var olmayan ‘gelecekle’ ilgili korkular, var olan ‘an’ı ve o andaki olağanüstü isteği hayata geçirmeye engel olmuştur.                                                                                            Ve acaba kaçımız gelecek korkusu yüzünden geleceğimizi kaybettik? /sf:78-79
    •  Kendin için birisini yaratmak… bu, herkesin hayalidir biraz.
    • Her ölümle değişirsin. Her yok oluşla biraz da sen yok olursun. İnsan şaşırır ölümü görünce. Hep beklenmedik bir şeydir ölüm. Geleceği hep bilinen, geleceğine hiç inanılmayan bir şey.                                                                                                                                             Ve ne garip, insanların ne kadar sevildiği hep onlar öldükten sonra fark edilir.
    • İki beden, iki geçmiş, iki yakıcı arzu birbirine değer. İki beden birbirine değmeden var olan birçok yapı, o iki beden birbirine dokununca parçalanır, o parçalanışın ruhumuzda yarattığı büyük sarsıntıdan muhteşem bir haz yayılır. /sf:137
    • “Bana yaşattığın mutsuzluklar için yüreğimin derinliklerinden teşekkür ediyorum sana; seni tanımadan önce yaşadığım sakin günlerden nefret ediyorum.”

8 yorum:

  1. bi kitabını okudum sona bıraktım nedense bu yazarı. son kitabı da çıktı. alışamadım galiba bu yazara.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Deep ! hımm ilginç geldi bana.. :)ben çok seviyorum yazılarını kitaplarını. son kitabını da yeni aldım.başlayacam bugün.

      Sil
  2. ahmet altan hep nişantaşında house cafe'de oturur bütün gün. elinde dergi olur ama okumaz, öyle bakar etrafa. arada gülben ergen filan gelir masasına, sohbet ederler. ahmet altan ve kardeşleri babası filan kökten nişantaşılı, zengin aile. kültürlü aile. ahmet altan sadece edebiyat yapsa keşke. elif şafak da keşke sadece edebiyat yapsa. ahmet altan bilirsin, gastecilik tarafı da var, ama elif şafak gibi maalesef iyi para aldı iktidardan. şimdi bırakmış galiba gasteciliği, yani doğru yola döndü sonunda, çok alay ettiler onunla, liberal adı altında habire para aldı iktidardan, elif şafak da kocası nedeniyle iyi para alıyor. ikisi de iyi iki yazar ama ikisi de edebiyattan uzaklaştı maaaleef. ah bu paranın gözü kör olsun. ahmet altan zaten çok zengin. demek ki şöhret böle bişi. edebiyat dışına kayan edebiyatçılara hep üzülüyorum.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Deep ! sevgili deep sizin yazdıklarınız çok sevimli geldiği gibi altanın yazdıklarıda bana sevimli gelir.:)
      sevgili a altan, yazdıklarına inandığı için yazdığını düşünüyorum.başka amaç güttüğünü düşünmüyorum.iktidarın yanlış yaptığını düşündüğü zamanlar en sert muhalif yazılarıda yine o yazdı.

      Sil
  3. hiç okumadım kitaplarını.Oysa kitaplığımda iki kitabı var.Hiç okumadığım ve okumaya yeltenmediğim yazarlardan biri.Nedense bir içim ısınmıyor...:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Şükran ! :) okuyunca seveceğini sanıyorum..:)

      Sil
  4. "bir kadın kendi kendini, bir erkeğin kendi kendini tanıdığından daha fazla tanır, bir kadının esas ilgi alanı kendisidir" lafı beni anlatmış resmen azzizim :)
    arkadaşlarım kendimin hem psikoloğu hem danışmanı hem de en büyük eleştirmeni olduğumu söylüyorlar... ne kadar doğru laf. ahh biz kadınlar ! :)

    YanıtlaSil

Güzel yorumlarınız için Teşekkürler. .