27 Kasım 2014 Perşembe

Boş Koltuk (The Casual Vacancy) - J.K.ROWLİNG (Çevirmen :Dost Körpe )




Çok duygulandım, hüzünlendim. Kitabı bitirdikten sonra epey bir süre etkisinden kurtulamadım. 
Pek ilgimi çekmeyen Harry Potter serisinin de yazarı olan ROWLING ‘ı ilk kez okudum. Çok beğendim. Yaşadığımız zaman diliminde, İngilterede küçük bir kasabada rutin günlük yaşam içerisinden insan hikayeleri. Günlük yaşamın sıradanlığı içerisinde; yetişkinler arası ilişkiler, kadın-erkek ilişkileri, ergen gençler arası ilişkiler, yetişkin ebeveyn- ergen çocuk ilişkisi, dışarıdan görünen dış dünyaları, zaafları, korkuları, arzuları ile dışarıya göstermedikleri iç dünyaları, varsıllar, yoksullar, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, uyuşturucu bağımlılığı, iktidar mücadelesi, v.s üzerine derin düşüncelere dalıyorsunuz.

İyi insanlar umutsuzluğa karamsarlığa düşmezlerse dünyada bir fark yaratabiliyorlar. Barry Fairbrother yaşamış olsaydı Krystal ın yaşamı çok daha farklı olabilecekti. Bütün dünyadaki kötülükleri yok etme gücümüz yok ama yardıma muhtaç tek bir çocuğun, tek bir sokak hayvanının yaşamında fark yaratabiliriz örneğin.

Yoksulluk, yoksunluk içindeki çocuklarla ilgilenen, onlara ilgi ve sevgi gösteren Barry gibi iyi insanlara selam olsun.

Nispeten varsılların yaşadığı küçük bir kasaba, Pagford.
Kasabanın yakınında, yoksulluk, yoksunluk, uyuşturucu, hırsızlık, fuhuş, taciz, şiddet ile iç içe yaşayan insanların oturduğu varoş mahalle, Fields

Kimi insanlar doğuştan talihsiz. O kadar berbat ortamlara doğuyorlar ki. Sevgisizlik, ilgisizlik, şiddet, taciz, ortamında büyüyen çocuklar.
Daha 4 yaşındaki zavallı Robbie, 16 yaşındaki Krystal  böyle talihsizlerden.
İnsanların çok azı, Barry gibi iyi kalpli insanlar,  onlara ilgi ve sevgilerini vermeye çalışır, onların kendilerini gerçekleştirmeleri için çaba gösterirken, Mollisonlar gibi insanların pek çoğu, onlara aşağılayıcı, dışlayıcı, küçümseyici bakışlarla bakar. Tek düşündükleri şey kendilerinden uzakta olsunlar.

Barry gibi iyi kalpli insanlar neden çok az. İnsanların çoğunluğu, kötü olmasa bile bencil, sadece kendi çıkarlarını düşünen, diğer insanların, canlıların, hayvanların taciz edilmelerine, eziyet edilmelerine, doğanın tahrip edilmesine aldırmayanlar.
Krystal gibi pek çok çocuk azıcık ilgi ve sevgi ile belki çok iyi bir sporcu/sanatçı olabilecekken, zehir tüccarlarının, kadın tüccarlarının boyunduruğunda köle gibi bir yaşama mahkum kalıyorlar.

Barry Fairbrother, eşi Mary
Howard Mollison, eşi Shirley
Oğulları Miles, gelinleri, Samantha
Kızları Patricia
İş ortakları Maureen
Sosyal hizmet görevlisi, Kay
Gavin, Kay ‘ ın sevgilisi
Gaia, Kay’ ın genç kızı – lise öğrencisi
Colin Wall, eşi Tessa
Çocukları Stuart (şişko) –lise öğrencisi
Simon – eşi, Ruth , hemşire
Çocukları Andrew, Paul
Dr Parminder Jawanda, eşi Vikram
Çocukları, Sukhvinder
Krystal Weedon- genç kız, lise öğrencisi
Annesi Terri – uyuşturucu bağımlısı
Kardeşi Robbie – 3,5 yaşında

............................................................................................................
I was very touched, I've been very sadly. After finishing the book, I could not get rid of the influence for a while.
I read first time Rowling who is the author of Harry Potter series. Those series do not attract me much interest. But i liked that book much.
The stories of people who live in the routine of daily life,  in a small town in England, in current time.
You dive into deep thought about relationships between adult humans, male-female relationships, relationships between adolescents, relationships between adolescents and adult parents and weaknesses, fears, desires of them, wealth and poverty, racism, xenophobia,  ethnocentrism, drug addiction, power struggle, etc…

Good people can make a difference in the World if they do not fall into pessimism, despair.
Krystal 's life would be very different if Barry Fairbrother had lived.

We dont have power to destroy all evil in all over the World, but for example we can make a difference only one child in need of help, or  only one animal who live on streets.

Greets to all people like Barry who care children in poverty and deprivation.

Pagford, a  small town which is relatively wealthy.
Fields, a suburb in which  the people live in poverty, deprivation. drugs, theft, prostitution, domestic violence are ordinary things.

Some people are unfortunate birth.
The children who growing up in lack of love, apathy, violence, abuse.
4-year-old poor Robbie,  16-year-old young girl Krystal are such unfortunate people.
Few people, good-hearted people like Barry tries to give them the attention and love, an effort to have their self-realization.
Many people like Mollison treat them derogatory, condescending glance, humiliating, exclusionary.  One thing they think they are away from them.
Why  good hearted people like Barry so few?
The majority of people ignore other people, animals, natüre.

many children like Krystal maybe can be a very good athlete, artist with a little care and love. Unfortunately Many children who do not this interest, live as a slave in the yoke of women traders, drug dealers.
.................................................................................................


Orijinal ismi
The Casual Vacancy

Çevirmen
Dost Körpe

Ülke
Birleşik Krallık
Özgün dili
İngilizce
Türü
Kara mizah
Yayınevi
Doğan Kitap
Türkçe basım tarihi
Mart 2013

Anadilinde basım tarihi
27 Eylül 2012

Sayfa sayısı
592


12 Kasım 2014 Çarşamba

Seni Her Şeyin Mümkün Olduğu Bir Yere Götüreceğim - Laurent Gounelle (Çevirmen : Işık Ergüden)

Harika bir roman. Tam benim romanım bu. Çok sevdim. Galiba artık benim favori romanım bu. Yazarın yüreğine sağlık. “Başka bir dünya mümkün” idealinin bir hayal değil gerçekten mümkün olabileceğinin güzel bir örneğini sunuyor bizlere. Fransız yazar Laurent Gounelle tam hayallerimdeki yaşamı anlatmış. Gerçekten bu kadar güzel yaşayan bir topluluk kalmış mı acaba dünyada.

Modern dünyadan uzakta, Amazonlarda, doğaya hükmetmeye çalışmadan, doğayı sömürmeden, doğa ile uyumlu, paylaşım ve dayanışma içinde mutlu, neşeli, özgürce yaşayan bir topluluk. Modern dünyada yaşayan bizlerin adlandırmasıyla “ilkel” bir topluluk.

Geçmiş sıkıntıları ve gelecek kaygıları taşımıyorlar. Yaşamlarında en önemli değerleri, sevgi. Sadece bulundukları anı yaşıyorlar. Anın harikuladeliğini yaşıyorlar. Doğanın bir parçası oldukları duygusuyla doğanın güzelliklerini hissederek yaşıyorlar. Para yok. Alışveriş yok. Mal biriktirme, yiyecek biriktirme yok. Hile, aldatma, yalan yok. Zaman sıkıntısı çekmiyorlar. Hayatı ağır, yavaş ve sakin yaşıyorlar. Yoğun işleri yok. Dolayısıyla aceleleri de yok. Ve tabi ki kaygı, stres, depresyon da yok.

Bencillik, çıkarcılık, mülkiyet ve egemenlik duygusu, daha fazla tüketme, insanları ve doğayı sömürme, rekabet gibi kapitalist uygarlık değerleri onlara empoze edildikten sonra yaşamlarının nasıl değiştiğini, insanların nasıl yozlaştığını fark ediyoruz.

İnsanlık doğadan uzaklaşarak, yabancılaşarak ne kadar berbat bir yaşamın içine sürüklenmiş onu fark ediyorsunuz. Belki de bu yüzden savaşlar, cinayetler, tecavüzler, doğanın ve insanın acımasızca sömürülmesinin yarattığı yıkımlar, acılar, gözyaşları dünyayı kasıp kavuruyor.

Elianta -  “Başka bir dünya” dan  güzel bir kadın
Krakus – Bizim dünyamızdan bolca bulunan bir adam.
Elianta yı çok sevdim. J Ah Elianta! beni yaşadığın yere çağırsan ne güzel olurdu.J
.......................................................................................................
"Le philosophe qui n’était pas sag" . A great novel. I liked very much. Probably, this is my favorite novel from now on. J
The auhtor  presents us that “another world is possible” isnt a dream, realizable an exemplary life.
French writer, Laurent Gounell fully wrote my life dreams.
I wonder, Is there such a community so beautiful  living in the World.

A community, away from the modern world, in the Amazon,  who live happy, cheerful and freely. They live in a sense of sharing and solidarity,  without trying to dominate nature, without exploit nature, harmony with natüre. They do not deal with past troubles and future concerns. The most important values in life is “love”. They just live in the moment. They think they're a part of natüre and live feeling the beauty of nature.

You realize that human away from natüre dragged into an alienated life sucks.
Maybe that's why the wars, murders, rapes, destruction caused by the exploitation of nature and people ruthlessly, pains, tears raging world.
...................................................................................................
Altı Çizilenler ; 












7 Kasım 2014 Cuma

Moda ve Erkek

Moda ve erkek sözcükleri  nedense pek yan yana gelmez.  Moda ve kadın daha çok yakıştırılır birbirine. Çok ta haksız değil bu yakıştırma. Kadın ve moda, kadın ve güzellik, kadın ve zerafet, kadın ve estetik kavramları daha çok yakışır birbirine. İnsanlık ilkellikten uzaklaştıkça erkekler de şık ve güzel giyinmeye daha çok önem verir oldular. 

Kadınlar erkeklere göre çok daha fazla moda ile, güzel giyinmekle, makyaj/süslenme ile ilgilenirler. Moda bloglarının büyük çoğunluğu kadınlar tarafından üretiliyor. Güzel, şık zarif kıyafetleri üzerlerine giyerek bol bol fotoğraf çekinip bloglarında sevenleri ile paylaşıyorlar. Baharda güzel kokuları ile muhteşem güzelliklerini sunan çiçekler gibi kadınlar da rengarenk güzel giysileri giyinerek güzelliklerini sunuyorlar. 

Nasıl Çiçekler güzel kokuları ile güzelliklerini sunarak doğayı güzelleştiriyorlarsa, kadınlar da şık zarif giysileri ile güzelliklerini sunarak dünyayı güzelleştiriyorlar.

Ben de pek çok erkek gibi  moda ile pek ilgilenmesem de çevremde bulunan kadınların da, erkeklerin de  şık giyinmesi,  zarif giyinmesi  çok hoş bir görüntü oluşturur. 


Biraz da erkekler kendilerini güzelleştirmekle ilgilensinler ve çevre güzelliği oluştursunlar, değil mi?

o zaman şu linklere dikkat ;

Birbirinden Güzel Kazaklar ;



Güzel Montlar ;








Birbirinden Güzel Pijamalar ;


2 Kasım 2014 Pazar

Tanrı Daima Tebdili Kıyafet Gezer - Laurent Gounelle

Laurent Gounelle den okuduğum ikinci kitap bu. Daha önce “mutlu olmak isteyen adam” ı okumuştum. Çok etkilenmiştim.

Kendini gerçekleştirmek, varoluşunu gerçekleştirmek, mutlu bir yaşam yaratmayı engelleyen zincirlerin farkına varmak üzerine insanı düşündüren, farkındalık gelişimine katkıda bulunan çok harika bir roman....

Bizi mutsuz bir yaşamın içine hapseden kaygılardan, korkulardan kurtulmak üzerine insanı düşündüren heyecanlı, ilham veren bir yaşam öyküsü.. 

İntiharın eşiğinde, mutsuzluk içindeki bir adamın, bilge bir psikiyatristin rehberliğinde günlük yaşam içerisinde daha farklı bir yol/davranış yöntemi deneyerek yaşamını nasıl değiştirebildiğine, nasıl daha özgür, daha mutlu bir yaşam yaratabildiğine  tanıklık ediyoruz. 


“DIEU VOYAGE TOUJOURS INCOGNITO” is second book I read from Laurent Gaunelle.
Previously, "the man who wants to be happy," (L'homme qui voulait être heureux)
I've read. I was impressed, liked it very much.
I liked this book too. İt makes you think about self-realization,  realize your existence, be aware of the obstacles to creating a happy life. Namely it is a very great novel that contribute to the development of awareness ..
İt makes us  aware of fears, concerns we carry in our brains which makes us imprison us into a miserable life.  A thrilling, inspiring life story..

We witness that how an unhappy man on the verge of suicide, change his life, create a happier life, freer life of  guidance of a wise  psychiatrist .


Altı Çizilenler ;