Kitap Künyesi ;
Adı:Buz Prenses
Adı:Buz Prenses
Yazarı:Camilla Lackberg
Yayınevi:Doğan Kitap
Çeviren : Elif Günay
Çeviren : Elif Günay
Sayfa:399
Çok güzeldi. Yazarın yüreğine
sağlık. Genç bir kadın yazar. Bu ilk romanı imiş. Oldukça başarılı. Ben çok
beğendim. Etkilendim. Kolay ve hızlı okunan, sade ve akıcı bir dille
yazılmış.
Olaylar İskandinav ülkelerinden İsveç in küçük bir kasabası Fjallbacka ve çevresinde gelişiyor.
Gerçek yaşamın içinden alınmış gibi insan hikayeleri.
Bir yandan heyecan dolu bir gerilim
okurken öte yandan düşüncelere dalıyorsunuz. İnsanın içinde taşıdığı iyilik ve
kötülük duyguları, evlilik, ayrılık, aile içi şiddet, taciz ve tecavüzler,
toplumsal geleneklerin oluşturduğu kurallar, çoğunluğun ahlakı, elalem ne der,
v.s üzerine insanı düşündürüyor.
Hikayeyi daha çok Erica nın ağzından dinliyoruz.
Roman Kişileri ;
Ana karakter Erica Falc : 35
yaşlarında bekar, kadın, biyografi yazarı
Dedektif Patrik
Anna ile eşi Lucas
Karl-Erik Carlgren ile Birgit.
Kızları; Alexandra Wijkner , Julia
Henrik Wijkner : Alex in kocası
Anders Nilsson annesi Vera
Nelly Lorentz oğulları; Nils ve Jan
Dan : Erica nın gençlik yılları sevgilisi
Eilert Berg ve eşi Svea
İlişkiler çoğunlukla çok sorunlu,
mutsuzluk verici olabiliyor. İnsan ilişkilerinin büyük çoğunluğu sanki böyle
gibi. Sadece çiftler arasında değil, kardeşler arası, ebeveyn-evlat
ilişkilerinde de benzer sorunlar çok fazla yaşanıyor. Egemenlik kurma isteği,
diğerinin özgürlüğüne saygı duymama, bencillik, diğerini köleleştirme isteği
gibi insanın karanlık tarafına ait duygular baskın geliyor. Bunun doğal bir
sonucu olarak tacizler, tecavüzler, aile içi şiddet, mutsuz ilişkiler
gelişiyor.
İlişkilerde bazan biri diğerini köle
haline getirebiliyor. Sadece kendi istekleri önemlidir. Ve bunlar
gerçekleştirilir. Diğerinin isteklerinin hiçbir önemi yoktur.
Bazan da biri diğerinin kölesi
olmaya razı oluyor çeşitli nedenlerle.
Sevgiye dayalı eşit, özgür bir
ilişki yaratabilmek çok zor. Bunu başaran yeryüzünde herhalde çok az insan
vardır. Toplumların yarattığı ve kul olduğu zihniyet iklimi bunun önünde en
büyük engel. geçmişten gelen toplumsal gelenekler ve ahlak anlayışı, dinsel
inançların en katı yorumlarının güçlü olduğu yerlerde eşit özgür
ilişkiler kurulması çok zor.
Bizim gibi doğu toplumlarında aşktan
önce, sevgiden önce evlilik yüceltilir, kutsallaştırılır. Aşk sevgi var mı yok
mu önemli değildir. Yeter ki evlilik aile olsun. Aslolan, asıl değer verilmesi
gereken şeyin aşk - sevgi olması gerekirken.
Anna – Lucas ’ın ki gibi bir evlilik
yapmaktansa bekar bir insan olarak hayatı yaşamak elbette çok daha iyi. Daha
sağlıklı.
Aşk-sevgi, bireyin özgürlüğü,
bireyin mutluluğu çok önemli değildir. Muhafazakar değerlerin hakim olduğu
toplumlarda önemli olan sadece aile, evlilik kurumu.
- Ben mutsuzum
- Aman yuvanı
dağıtma. Arada çocuklar var. Onlara yazık olur. = (aile çok kutsaldır. Bu
kutsal şeyi yıkamazsın.)
- Aramızda sevgi
saygı aşk kalmadı. Bu yüzden ben ayrılmak/boşanmak istiyorum.
- Ayrılamazsınız.
Bu yuvayı dağıtamazsınız. Buna hakkınız yok. Kendi keyfiniz için çocukların
hayatını dağıtamazsınız. Bencillik yapamazsınız. Çocuklar için katlanmalısınız.
Zaten kaç tane evlilikte aşk-sevgi tutku var ki. = ( sizin özgürlüğünüz,
mutluluğunuz önemli değildir. Aranızda aşk sevgi olup olmaması önemli
değildir. önemli olan ailenin yıkılmaması. Hem elalame de rezil oluruz.
Milletin ağzına düşeriz.)
……………………………………………..
It was very nice. Author's a young
woman writer. This first novel was very good. Quite successful. I
liked it very much. I was impressed. Easy and fast read, simply and fluently
written.
Events are developing in a small
town, Fjällbacka and around, in Sweden. Look like taken through the real
life stories of people.
On the one hand you read an exciting
thriller, on the other hand you dive deep thought. the feelings of good
and evil in man, marriage, separation, domestic violence, harassment and rape,
social tradition of rules created by the moral majority, what is people say,
etc.
Altı Çizilenler ;
Az önce yazdığım yorum gönderilmedi mi yoksa :(
YanıtlaSil@ Telve ! Başka yorum görünmüyor ne yazık ki. :)
SilYazdığın yorumun ulaşmaması çok can sıkıcı. :(
Anladığım kadarıyla güzel bir kitap ama, şu aralar keyifli bi'şeylere ihtiyacım var sevdiğimin meslektaşı :))
YanıtlaSilBoşanma konusuna gelince, kar- zarar hesabı yapılmasından yanayım. Tamam insanın mutlu olması önemli ama, bunun bedeli ağır olmamalı, başkaları ödememeli.. Hele ki çocuklar asla..Yani ben de "onlar " gibi düşünüyor olabilirim .Devam ederse kaç kişinin hayatı mahvolacak, biterse kaç kişinin ? Çocuk sahibi olan insanlar sadece kendilerini baz alarak hareket etmemeli..Çocuklar ayrılığa hazır mı, kaldırabilirler mi bunlar da göz önünde tutulmalı diyorum. Şu da var, bazı evlilikler boşanmadan daha fazla travma yaşatabiliyor çocuklara.. O zaman devam etmenin anlamı yok kutsallık bozulmasın diye..
@ Telve ! hımm. tam bir hukukçu yorumu.. :) meslektaşımın can arkadaşı ! :))
Silsiz hukukçular bu işleri çok zorlaştırıyorsunuz ama. :)
insanlar sadece ayrılmak için mahkemelerde aylarca yıllarca süründürülüyorlar.
insanlar evlenmek istediklerinde kimse bir şey sormuyor. bir şey istemiyor. ama ayrılmak istediğinde vay haline.
öte yanda yorumunuzda yazdıklarınız çok değerli. elbette kolayca alınmaması gereken bir karar. katılıyorum.
keyifli olabilecek ne var diye telefonuma baktım. alınacak kitaplar listesinden, hayata yolculuk-hasan söylemez, gerçek özgürlük-doğan cüceloğlu kitaplarını öneririm. ben daha okumadım ama. :)
Merhaba, takibinizdeyim, bana da beklerim
YanıtlaSilhttp://meleginhediyeleri.blogspot.com.tr/
Merhaba.. Hoşgeldiniz.. ben de uğrarım...
Sil