Müthiş bir hikaye. İnsan ruhuna dokunan sarsıcı bir hikaye.
Çok akıcı ve sade bir dille yazılan müthiş sürükleyici bir hikaye.
Sevgili Zülfü Livaneli nin yüreğine sağlık.
Bazen düşündüren bazen hüzünlendiren bazen duygulandıran acıklı bir hikaye.
Gözyaşlarımı tutmakta çok zorlandım. Hele bir yerlerden geçmişinize dokunuyorsa kendinizi tutmakta çok zorlanırsınız.
Aşkın karanlık yüzü.. insanı acılara boğan, bazen delirten çıldırtan, bazen mahveden bazen her türlü kötülüklere yönlendiren yüzü üzerine insanı derin düşüncelere yönlendiren duygulandıran bir hikaye.
Karasevdanın bir insana verdiği acıların hikayesi.. hayattan kopuyorsun. Ruhun ölüyor sadece bedenin yaşıyor. Diğer insanlara göre de deli olarak nitelendiriliyorsun.
Hikayesi anlatılan Ahmet, aşkın kötü, zararlı bir şey olduğuna inanıyor. Pek çok cinayetlerin aşk yüzünden işlendiğini söylüyor. Acılardan kurtulmak için duygularını yok etme yoluna gidiyor. İnsanlara el sıkma da dahil hiçbir şekilde dokunmuyor, kimsenin de ona dokunmasına izin vermiyor. “Sevgili” adını verdiği bir masaj aleti tasarlayıp üretmiş kendisi için.
İçine girince sarıp sarmalıyor kucaklıyor.
Roman karakterleri ;
Arzu Kahraman
Mehmet Arslan
Ahmet Arslan
Hatice hanım
Muharrem
Olga Pavlovna
Ludmilla
Kerberos
Gazeteci kız
Altı çizilenler ;
İnsanın en kötü yalanı, kendine karşı olanıdır. /sf:22
Geçmişi unut
Koy bir kenara
Yeni bir sayfa aç
Kurtar benliğini dünden
Bugünün çocuğu ol
Bütün bilgeliği ve gülümseyişiyle gençliğin
Şu anı hiç terk etme ne olur
Sozsuza uzanan şu günü, terk etme / Mevlana /sf:186
Her insan ömrü boyunca iki bin üç bin hayvan yer.
- Niye bizim gibi kimseye zararı olmayan sadece otla beslenen hayvanları yiyorsunuz da et yiyenlere dokunmuyorsunuz? Aranızda bir anlaşma mı var? Avcı avcıya ilişmiyor mu? Kurt, çakal, köpek, kaplan, kedi niçin sofranıza gelmiyor? /sf:228
Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar. Ama çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz./ sf: 236
İnsanların çoğunun aptal olduğu doğrudur, özellikle zenginler. Zenginlik insana ait bir özellik değil. Para insanın doğal bir parçası değil; kaybolabilir, çalınabilir, soyut bir kavram, bir takım sıfırlar.. zaten hayatta anlamlı olan değerler parayla sahip olunamayanlar. Çalışacak insan, eşya alabilirsin; ama bunlar bilginin, dostluğun, paylaşma duygusunun yerini tutamaz. Oysa zengin aptallar paranın çok önemli olduğunu sanıyorlar. /sf:249
- peki sizin ayrıcalığınız ne?
-çok basit. Okumak, sadece okumak. Okuyan insan, dünyanın aklına yaslar sırtını. O zenginlerin arkadaşları birkaç finansçı, üç beş holding yöneticisi. Üstelik içtenlikten her zaman şüphe duyulan ilişkiler içindeler. Oysa benim dostlarım dünyanın gelmiş geçmiş en akıllı ve en yaratıcı insanları: Aristoteles, Platon, İbn Rüşd, Faulkner, Homeros, Nietzche, İbn Haldun.. bunları hangi maddiyatla bir tutabilirsin? /sf:250
dün kitapçıda gördüm, elime bile alamadım.
YanıtlaSiltatilde okursam sanki içim acır dedim.
belki dönüşte :)
@Muzurella ! tatil dönüşü. mantıklı..:) hüzün verici.
Siliyi tatiller iyi eğlenceler...
Zülfü Livaneli'yi beğeniyorum bak.Altını çizdiklerin gerçekten de dikkat çekici.bu kitabını da zihnime aldım:))
YanıtlaSil@Şükran ! altı çizilenler çok anlamlı..beğenmene sevindim. :)
Silalıntılar çok iyi ya.
YanıtlaSillivaneli okumadım.
alışamadım henüz.
ama tabii ki iyi.
annem okudu pek sevdi.
kahraman kimse, bana benziyomuş.
:)
sayfa 250 alıntısı bana da pek uygun.
benim de arkadaşlarım, öğretmenlerim çok.
en başta hermann hesse geliyor.
en iyi arkadaşım, başöğretmenim.
:)
sona, marcel proust, henry miller, kafka, carlos castaneda, john fowles, matsuo başo filan işte.
:)
@Deep ! o zaman bu kitabı mutlaka okumalısın deep. kahramanı çok sevdim. :)
Silkahramanla benzer yanlarımı benzer duyguları hissedince ürktüm biraz..:)
herman hesseyi hiç okuyamadım. not alıyorum.