7 Ekim 2013 Pazartesi

Roza'nın Gözleri - Kemal Siyahhan

 
Bizim diyarlardan bir hikaye..
Kürt, Arap ve Süryanilerin içiçe yanyana yaşadığı Midyat, Mardin ile  İstanbul üçgeninde geçen, yaşamın içinden insan hikayeleri..

Mezopotamyanın kadim şehirlerinden Mardin ve Midyat yöresinden gezi izlenimleri..
Yine Mezopotomya’nın kadim halklarından Süryanilerin günlük yaşamları..  


İş güç aile çoluk çocuk derken geçen yılların ardından gelen emeklilik yaşamı ile boşluk duygusuna kapılan emekli bir devlet memurunun gözüyle, geçmişe dönük yaşam sorgulamaları, yanlış kararlar, yüreğinde alevlenmeye başlayan gençlik aşkı, mutsuzluk duygusu, yaşanmamışlıkların verdiği acılar v.s..

Anne babaların gönlüne göre evlilik yapan insanların yüreğine dokunan hüzünlü, etkileyici bir hikaye..

Günlük yaşam konuşmaları  tadında sade ve akıcı bir dili var..

Bir aile büyüğümüzün geçmişinde yaşadığı bir aşk hikayesini anlatışını dinliyormuşuz gibi bir havası var.

Genç insanlar  en doğal en masum duygularıyla  birbirlerine ilgi sevgi besliyorlar. Aşık olabiliyorlar. Ama karşılarına dinlerine geleneklerine bağlı büyükler çıkar.  Olmaz derler. Siz evlenemezsiniz.  Kültür uyuşmazlığı olur derler. Mutlu olamazsınız derler, çünkü onlar Süryani  biz Müslümanız, onlar Türk  biz Kürdüz, onlar alevi biz sünniyiz, onlar Ermeni biz Türküz.. v.s.. gibi bir sürü anlamsız şeyler söylerler.. ve en masum duygular olan aşkı sevgiyi yıkmayı başarırlar.

Karakterler ;
Kubilay –emekli başkomiser, Roza hanım, Samira hanım, Saime hanım, Erdal, Sezen, Zeyyad bey, Murat

Altı çizilenler ;

Kendi saplantılarım, annemin ve yaşadığım dönemin engellemeleri yüzünden bir ömür oluşan mutsuzluğum…. Aldığım kararların ruhumda oluşturduğu hasarları halen tamir edebilmiş değilim. Doğrunun neye göre doğru, yanlışın neye göre yanlış olduğunu kim söyleyebilir?

Hayat senin başkalarına göre kurgularsan bir ömür mutsuz olabilirsin./sf:35

Aşkımı feda ederek yılar önce kendi kendimi cezalandırmıştım, hem de dünyayı kendime cehennem etmiştim adeta./sf:52

İçimdeki sıkıntı çok büyük, kimi suçlasam diye kendimi kahrediyorum, zamanında  rahmetli anneme konuyu açmamla kapatmam bir olmuştu, ‘sakın babanın haberi olmasın’ demişti. Kaskatı kurallar bir ömür eksik yaşamanın resmen adı oldu. /sf:57

Kimse tam olarak mutluluğu yakalayamıyor, maalesef dünya böylesine bir yer, çok da düşünmemek lazım, aksi takdirde çocukların mutluluğunu gölgeleyecek durumlar çıkabilir, anlayacağınız bu saatten sonra sorumluluklarımız var. /sf:76

 İnsan, isterse yüz yaşına gelsin asla özgürleşemiyor, sürekli paçalarından çekiştirenler oluyor. Yaşam böyle yapılanmış uymaktan başka çarem yok./sf:85

Buradan sola bakıldığında görkemli taş evleriyle basamak basamak tepeden aşağıya doğru inen Mardin şehri görülüyor. Arkamızda ise uçsuz bucaksız Mezopotomya ovası var. Yıllarca Türkiye’nin ilginç yerlerini görmüş olmama rağmen buranın başka bir büyüsünün olduğunu söylemeliyim./sf:106

Süryaniler, köken olarak Hz. Nuh’un oğlu Şam’a dayanırlar. Yerleşim alanları buralar, kısacası Mezopotomya bölgesidir. Beş bin yıllık uzun bir geçmişleri var. Sonradan gelişen hıristiyanlık inancı ile Süryani ismi özdeşleşmiş, hatta Antakya Kilise’sini bu isimle anmaya başlamışlar. Süryaniler o yıllardan bugüne kadar yaşadıkları topraklar üzerinde kültür ve sanat alanında eşsiz eserleriyle bölgenin sosyal yaşamını da etkilemişler. /sf:115


Mor Gabriyel Manastırı, Midyat’a dört beş kilometre uzaklıkta bir yer. Süryaniler için çok önemli ibadet ve mabet yeri olmuştur. /sf:127

Şöför Mardin’e girmeden şehrin biraz dışında bulunan Deyrulzafaran Manastırı’na da götürmek istiyor bizi ve bir anda önünde buluyoruz kendimizi. Muhteşem bir dini mabet, kubbeleri, kemerli sütunları, ahşap el işlemeli kduşkudşinleri  “kutsalların kutsalı” anlamındaki ayin bölümü, kapıları, taş mimarisi, dini ve tarihi özelliği ile Süryanilerin dünya çapında eşsiz kültür abidesi olduğundan bahsediliyor.

Dünya Süryani tarihi ve dini değerleri arasında eşsiz yeri olan Deyrulzafaran Manastırı, milattan öncesine ait ve önemli mimari özellik taşıyan yapısıyla birçok evrelerden geçmiş, bahçesinde zafaran (safran) bitkisi ekilmesinden ötürü Deyrulzafaran adını almış sonra da günümüze kadar da bu isimle tanınmış. /sf:132


Evin duvarlarında çeşitli süslemelerin yanı sıra Şahmeran suretli bir resim de var.

Şahmeran motifi ve dramatik öyküsü, insan başlı yılan gövdeli kimliği, acı kırmızı pullarla örülü bedeni, beni görsel ve duygusal olarak gerçekten çok etkilemişti. /sf:154


Biz Süryanilerin yüzyıllardır yaşattığı en önemli sanatlardan biridir telkâri. Kelime anlamı, tel ile yapılan sanat; ama tel ile yapılan her sanata tabi ki telkâri denmiyor./sf:207



8 yorum:

  1. kapağı da çok etkileyici, gözler ne kadar derin öyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Muzurella ! bana da çok güzel geldi kapak resmi.. roza ismini de çok seviyorum ben.. :)

      Sil
  2. Our lands a story........ It's true and I like it!!!!!
    Kisses from Italy!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @Paola ! Thanks for your comment.. Kisses and huges...

      Sil
  3. ne kadar ilginç konu.
    :)
    mardin çok ilginç şehir.
    ordaki süryani manastırını görüp sohbet etmiştim.
    metropolit diyolardı rahiplere sanırım.
    :)
    mardin urfa filan sanki bizim ülke değil gibi.
    başka diyarlar.
    :)
    ve fekat mardinin yemekleri neydi beeee.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. @ Deep ! Evet deep, biraz farklıdır. :)
      farklılıkların olması yaşaması güzeldir..

      Sil
  4. Have a great start of ythe new week!!!
    Keep in touch!

    YanıtlaSil

Güzel yorumlarınız için Teşekkürler. .