İstanbulda gazeteci
olarak çalışırken istifa edip bisikletle Türkiyeyi gezmeye karar veriyor. Banka
kartlarını kırıyor ve hiç parasız yola çıkıyor. Yolda karşılaştıklarını,
gördüklerini anlatıyor. Karşılaştığı iyi kalpli insanları, kötü insanları , v.s
anlatıyor. 8 ayda 10 bin km yol yaptığını söylüyor kitapta..
Yaptığı çok cesurca.
Biraz fazla köy güzellemesi yapıyor. Doğaya yakın yaşamak, doğanın güzellikleri ile iç içe yaşamak başka bir şey, köyde yaşamak başka bir şey. İkisi aynı şeymiş gibi karıştırılıyor birbirine.
Köyün güzelliği doğaya yakın olmasındandır. Köyde yaşam pek iç açıcı bir şey değil. Köyde farklı düşünemez farklı yaşayamazsın. Sürekli göz altında bir yaşam sürmek zorundasındır.
"Köyde farklı düşünemez farklı yaşayamazsın. Sürekli göz altında bir yaşam sürmek zorundasındır." Buna çok katılıyorum Şahin. Ayrıca, bir köy görünce "ayyy, ne güzell, ne şanslısınız, ay tavuklar, yumurtalar", diyen köyde yaşamaya can attığını söyleyen ama ayakkabısının kenarındaki çamura baka baka arabasına binen sözümona kentliler bu ikisini çok karıştırıyor bence de...
YanıtlaSil@ Aze! Aynen. insanın birbirini anlaması ne güzel.. :)
SilSelamlar.. Sevgiler..