Charles Dickens, 1812 de İngiltere de doğmuş. 1870 te ölmüş. Diğer ünlü eseri ‘İki Şehrin Hikayesi’.
‘Büyük Umutlar’, 1860 ta yayınlanmış.
Okudum bitti. harika bir romandı.
1800 lü yıllar İngiltere Londra ve çevresi kırsal
bölgedeki sosyal yaşam, insan ilişkileri, para hırsı, çıkar ilişkileri,
riyakarlık, yargı sistemi, hukuk, suçluluk, sevgi, dostluk, iyilik, kötülük, v.s.
üzerine düşündürüyor.
Bana ilginç gelen şeyler : suçluya verilen cezalardan
biri , Yeni Dünya’ya (Amerika kıtası) müebbet sürgün. Gidipte dönersen cezası idam.
Sadece bir celsede verilen cezalar – 32 adet idam.
Halkın gözü önünde darağaçlarında infaz ediliyorlar. Ülke krallıkla
yönetiliyor. Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi monarşik yönetim var. Demokratik
yönetim talepleri yeni yeni gelişmeye başlıyor. 1776 Amerikan Devrimi, 1789
Fransız Devrimi sonrası yıllar.
Bu yıllarda sanayi devrimi, kapitalizm artık
gelişmeye başlıyor. İnsanlığın tarım toplumundan endüstri toplumuna geçiş
yılları.
İnsanlara bakınca, bütün zamanlarda insanların pek
te değişmeyen pek çok yönlerinin aynı olduğunu görüyorsunuz. Zengin ve paralı
insanın etrafında yağcılık yapan, dost olmaya, yakınlık kurmaya çalışan
insanlar.. söz konusu insanın fakirleşmesi ile hemen anında uzaklaşmaya başlıyorlar.
Bütün hikayeyi, Pip’in ağzından dinliyoruz. Çocukluğunu,
gençliğini, genç adamlığa geçişini, umutlarını, hayal kırıklıklarını, aşkını,
vefasızlığını, pişmanlıklarını anlatıyor bize.
Edebiyat, harika bir şey. Sosyoloji derslerinde sanayi
devrimi, endüstri toplumu, kapitalizmin gelişimi, Fransız devrimi, v.s
konularını tüm detayları ile işlemiştik.
Ama işte o dönem insanlar nasıl yaşıyorlardı,
insan ilişkileri nasıldı, insanların hayata bakışları neydi gibi soruların
cevaplarını almak pek mümkün değil. Tek bir edebiyat eseri elinizden tutup bir
zaman tüneli ile sizi 200 yıl öncesine, binlerce kilometre uzaklıktaki bir
şehre götürüyor. Sizi görünmez bir şekilde gezdiriyor, çevreyi gösteriyor. İnsanları
inceliyorsunuz, evlerine girip nasıl yaşadıklarını gözlemliyorsunuz.
Duygularını, düşüncelerini gözlemliyorsunuz. Müthiş bir şey bu. İyi ki edebiyat
var. İyi ki bu yazarlar yazmışlar. Onların sayesinde tüm zamanları, tüm dünyayı
gezebiliyoruz. Gözlemler yapabiliyoruz.
Kitabın pek çok film uyarlaması yapılmış. 2012 yapımı yönetmen Mike Newell in filmini izledim. film de çok güzeldi. büyük oranda kitaba sadık kalmış.
Kitabın pek çok film uyarlaması yapılmış. 2012 yapımı yönetmen Mike Newell in filmini izledim. film de çok güzeldi. büyük oranda kitaba sadık kalmış.
Pip
Joe - demirci ustası Pip’in eniştesi
Mr. Jaggers – avukat
Abel Magwitch / Provis
Miss. Havisham
Estella
Wemmick
Dickens'ın en beğenilen eserlerinden. Ben de severim ancak ikinci bir kez okumaya teşebbüs edemem herhalde:) yine bir İngiliz olan yazar E.M. Forster da Dickens'ın romancılığını dönemi ustalıkla yansıtması açısından değerli bulmuştu.
YanıtlaSilNerede okuduğumu hatırlamıyorum ama Amerika, eski kıtanın yani Avrupanın artıklarından oluştuğu için ciddi bir kültür ve insanlık birikimi yoktur, kaba kuvvete dayanan bir ülke olmuştur deniyordu. Şu son zamanlarda daha da hak veriyorum bu tespite.
@Narda : epey zaman geçmiş. uzak kaldım biraz. neyse.
Silamerika ile ilgili yazdığın değerlendirme çok güzel. aynen ben de katılıyorum.
Selamlar..
Blogunuz oldukça güzel ve emek verilmiş.Kaleminize sağlık.Yeni
YanıtlaSilaçtığım bloguma zaman ayırıp takip ederseniz oldukça mutlu olurum.Sağlıcakla Kalın.
https://hepfragmanizle.blogspot.com/
‘’Acı en iyi öğretmenmiş, bana çok şey öğretti. Eğdi beni, büktü ama daha iyi bir biçime soktu.’’
YanıtlaSilCharles Dickens – Büyük Umutlar kitap yorumu: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/charles-dickens-buyuk-umutlar-kitap-yorumu/