29 Kasım 2012 Perşembe

Bir kısa mesajla şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara destek olabilirsiniz


Bir kaç iyi insan, aile içi şiddet mağdurlarına yardım etmek, destek vermek için yoğun çaba gösteriyorlar. Bu güzel çabalarında onlara destek olmamız gerekir. Siz de küçük bir katkıda bulunmak isterseniz ;

Bir kısa mesajla şiddete maruz kalan kadın ve çocuklara destek olabilirsiniz

"Türkiye’nin ilk ve tek 7 gün 24 saat açık “Aile İçi ŞiddetAcil YardımHattı” 2007 yılından bu yana da şiddet mağdurlarına psikolojik, hukuki destek sağlıyor, acil durumda olan vakaları polis ve Sosyal Hizmetler’le işbirliği yaparak koruma altına aldırıyor. Hattın telefonlarına sadece bu konuda eğitimli psikologlar bakıyor ve hukuki soruları deneyimli hukukçular yanıtlıyor. Acil Yardım Hattı bugüne kadar 14 bine yakın şiddet mağduruna destek verdi. Aralarında 1.224’ü can güvenliği açısından acil durumdaydı. Acil Yardım Hattı Türkiye’nin81 şehrindenve 13 ülkeden çağrı aldı.
Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı: 0 212 656 96 96 – 0 549 656 96 96
Not: Kampanyaya bağış bedeli tüm operatörler için 5 TL’dir. Avea ve Turkcell için mesaj gönderim bedeli 1 standart SMS ücretidir. Vodafone ve Turkcell’de yalnızca faturalı hat aboneleri kampanyaya bağışta bulunabilir."

16 Kasım 2012 Cuma

Murathan Mungan' ın Seçtikleriyle Bir Dersim Hikayesi


Sevgili Murathan Mungan, günümüz Türkçe edebiyatın önde gelen isimlerinden 23 yazardan Bir Dersim Hikayesi yazmalarını istemiş. Yazarlar da birer hikaye ile cevap vermişler. Yazarlar :
Ahmet Büke, Yalçın Tosun, Ayhan Geçgin, Cemil Kavukçu, Behçet Çelik, Ayfer Tunç, Burhan Sönmez, Hatice Meryem, Şule Gürbüz, Hakan Günday, Ayşegül Çelik, Haydar Karataş, Murat Yalçın, Karin Karakaşlı, Murat Uyurkulak, Gaye Boralıoğlu, Sema Kaygusuz, Yavuz Ekinci, Seray Şahiner, Murat Özyaşar, Jaklin Çelik, Gönül Kıvılcım ve Barış Bıçakçı.


Siyasal tartışmalara da konu olan çok acı bir olayı işliyor..
Kitabı okurken zaman zaman gözyaşlarımı tutmakta çok zorlandım. Sevgili Murathan Mungan’ın dediği gibi kin tazelemek için değil asla, hafıza tazelemek, acımasız zihniyetlerin karanlık dünyasını ortaya sermek için yazıldı bu kitap.
Sevgili Rakel Dink’ in de dediği gibi, “Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamalıyız”
Kitapla ilgili sözü sevgili Murathan Mungan’a bırakayım ;

“Resmi tarih hegemonyasının, dilinin, söyleminin, red ve inkâr politikalarının, geniş kesimlerin gerçekleri bilme, öğrenme tutkusu, adalet arayışı ve vicdani gereklilikler karşısında gün günden zayıf düştüğü bir dönemden geçiyoruz.

Anadolu, kanlı sahne. Onca uygarlığın kurulduğu, dağıldığı, el değiştirdiği; onca dilin, dinin, inancın, kültürün yaşadığı, çatıştığı, iç içe geçtiği zorlu bir coğrafya burası. Ve her geçen gün biraz daha öğreniyoruz bu topraklarda her inkârın ardında yakın ya da uzak tarihli bir toplu mezarın yattığını... Toprağa yalnızca ölülerin değil, hakikatlerin, dillerin, kültürlerin, kelimelerin gömüldüğünü...

Zaman'la kabaran toprak yalnızca ölüleri, kemikleri değil hakikatleri de geri verir. Zaman'ın rüzgârı estikçe toprağın altına gömülen ne varsa yavaş yavaş çıkmaya başlar ortaya.

Tarih ve araştırma kitapları, belgeler, incelemeler bazı okurların ilgisini çekmeyebilir, kimileri özellikle uzak kalmayı isteyebilir, okunanlar çabuk unutulabilir. Oysa hikâyelerdir akılda kalan. Anlar, durumlar, sözler, sahneler, kişiler kalır. Bu seçkinin bir amacı da tarihi edebiyatla güncellemek... Hayatları ellerinden alınmışlara hayat kazandırmak.

İyi edebiyat "özcü" değildir. Olguları öze, töze bağlamaz. Olup bitenler için bir ırkı, bir ulusu, bir halkı suçlamaz. Süreci belgeleyip anlamlandırır. Onun özü insani olandır. Bu nedenle elinizdeki kitabın bir edebiyat yapıtı olduğu unutulmamalıdır. Edebiyat kin tazelemek için değil, hafıza tazelemek için yapılır. İyi edebiyat insanlara gerçekleri algılama, hakikatleri üstlenme, sorumluluk alma, gerçeğe dayanma gücü kazandırmak ister. Kırımları, kıyımları, katliamları halklar yapmaz, zihniyetler yapar. Barbar olan iktidarlar ve onun kurumlarıdır. Sosyolojik kumaşı amaçlarını gerçekleştirmek için devletin ideolojik aygıtlarıyla dokumak, "iktidar olmanın" politikasıdır. Bu nedenle mücadele edilmesi gereken halklar, uluslar değil, zihniyetlerdir. İyi edebiyat bunu bilir, bunu gösterir. / Murathan Mungan

Arka kapaktan :

"Onca uygarlığın kurulduğu, dağıldığı, el değiştirdiği; onca dilin, dinin, inancın, kültürün yaşadığı, çatıştığı, iç içe geçtiği zorlu bir coğrafya burası. Ve her geçen gün biraz daha öğreniyoruz bu topraklarda her inkârın ardında yakın ya da uzak tarihli bir toplu mezarın yattığını... Toprağa yalnızca ölülerin değil, hakikatlerin, dillerin, kültürlerin, kelimelerin gömüldüğünü...

"Kendisi farkında olsun ya da olmasın bu ülkede herkesin bir Dersim hikâyesi vardır. İlle de içinde olmaları gerekmez. Bazen bir ucunun kendisine değdiğini bile bilmeden yaşayıp gitmişlerdir. Ben de bu kitap için yazarlardan bunu istedim: Bir Dersim hikâyesi anlatmalarını..." —Murathan Mungan

7 Kasım 2012 Çarşamba

Tohumlarımızın Nesli Tehlike Altında!


Binlerce yıllık tarım geleneğini barındıran Anadolu topraklarında yetişen yerli tohumlar yaşamın sürekliliğini temsil ediyor.

Atadan kalma tohumlarımız;

* Lezzetli ve sağlıklı gıdaların temini için birer genetik hazinedir
* Binlerce yıldır değişen koşullara uyum sağlayarak günümüze ulaşmayı başarmış numunelerdir
* Tarımsal biyoçeşitliliğin önemli bir parçası ve yaşamın sürdürülebilirliğinin olmazsa olmazıdır
* Dışarıya bağımlı kalmaksızın ülkemizin gıda güvenliğinin teminatıdır

Ancak bugün Anadolu’ya özgü yerel tohum çeşitliliğimiz yok oluyor. Tek seferlik, ticari tohumların egemenliği nedeniyle gıdamızın ve geleceğimizin güvencesi yerli tohumların nesli tehlike altında! Yeryüzünde zengin çeşitlilikteki yaşamı sürdürebilmek, atalık tohumlarımızı gelecek kuşaklara aktarmamıza bağlı.

TOHUM TAKAS AĞI, yüzyılların bilgisini taşıyan yerli tohumlarımızın korunup yaygınlaşmasını amaçlıyor.

Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, Adım Adım Oluşumu desteğiyle yürüttüğü TOHUM TAKAS AĞI KAMPANYASI’na destek olarak,

* Anadolu’nun dört bir yanındaki ekolojik çiftliklerde yerli tohumların çoğaltılarak paylaşılmasını sağlayacak;
* Bu toprakların yüzlerce yıllık bereketinin, lezzetinin, besin zenginliğinin ve kültürünün gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için sağlam patikalar oluşturacaksınız.

Verdiğiniz desteğin her kuruşu binlerce yeni tohuma dönüşecek...

Kredi kartı ile bağış yapmak istiyorsanız: https://www.bugday.org/portal/BagisAdimAdim.php

EFT/havale yoluyla bağış yapmak istiyorsanız:
Alıcı Adı: Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği
Garanti Bankası Karaköy Şubesi - Şube No: 400
Hesap No: 6295240
IBAN No: TR67 0006 2000 4000 0006 2952 40

www.bugday.org - www.yasasintohumlar.org
facebook.com/BugdayDernegi
twitter.com/BugdayDernegi
Twitter paylaşımlarınız için hashtag: #YasasinTohumlar

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

5 Kasım 2012 Pazartesi

PSİKO analist - John Katzenbach


Müthiş bir heyecan, sürükleyici bir gerilim, elinizden bırakamayacağınız bir psikolojik gerilim. 

Ölmek, öldürmek, öldürmek zorunda kalmak, insan yaşamı, yaşamın değeri, yalnızlık, çaresizlik, intikam, kendini öldürüp tamamen farklı kişiliğe sahip yeni bir insan yaratmak, v.s üzerine düşüncelere yönelten zekice kurgulanmış güzel bir roman..
Ricky, 50 li yaşlarında, üç yıl önce eşi ölmüş, yalnız yaşayan, kendi halinde bir yaşam süren bir psikoanalist.
Rumplestiltskin, yoksulluk, sevgisizlik, şiddet ortamında büyümüş, içi nefret dolu psikopat ruhlu acımasız bir katil.
Bu iki insanın yaşamları bir şekilde kesişiyor. Bu psikopat ruhlu adam, Ricky'nin hayatını cehenneme çeviriyor. Onu intihar etmeye doğru sürüklüyor.

Kitabın öyküsünü öğrenirseniz kitaptan alacağınız heyecan oldukça azalır. O yüzden kitabın öyküsünü daha anlatmayayım. :)