Harika bir romandı.
İnsanın soluğunu kesecek denli heyecanlı, sürükleyici bir polisiye gerilim. Bir
yandan nefes kesici bir gerilim okurken, öte yanda insanlık dünyasını
zehirleyen tecavüzler, ensest, öldürme tutkusu, savaşlar, cinayetler gibi
pek çok sorunlar/hastalıklı ruh halleri üzerine, ayrıca dünyayı güzelleştiren
dostluk, arkadaşlık, dayanışma, işini iyi yapan iyi bir insan olmak üzerine
derin düşüncelere dalıyorsunuz.
Hikayenin yaşandığı yer,
Monako prensliğine bağlı Monte Carlo şehri ve çevresi. Monako, Monte Carlo çok
duyduğum isimler olmasına rağmen tam olarak neredeler diye düşününce
bilmediğimi fark ettim.
Google earthdan baktım
yerine. Avrupa da Akdeniz kıyısında Fransızca ve İtalyanca konuşulan küçük bir
şehir devleti imiş.
Bu roman, İtalyan
yazarın ilk kitabıymış.
Çavuş Morelli- işini iyi
yapan iyi bir polis, iyi bir insan
Frank Ottobre – FBI özel
ajanı, işini iyi yapan iyi bir polis, iyi bir insan
Karısı, Harriet
Nicolas Hulot – Monako
prensliği polis müfettişi, 55 yaşında.
Karısı, Celine.
General Nathan Parker
Yüzbaşı Ryan Mosse
Jean-Loup Verdier -
Radyo sunucusu
Kitabın öyküsünü tabi ki
anlatamayacağım için okurken aklıma gelen bazı düşünceleri paylaşmak istiyorum.
Kitabın bir yerinde
katilin kullandığı şu cümle çok dikkatimi çekti. Zihniyet yapısını ortaya
koyması anlamında çok çarpıcı geldi.
“Kötülüğü düzeltmenin
tek yolu var ; aynı kötülükle savaşmak”
Yaşadığımız ülkede,
Ortadoğu ülkelerinde, tüm dünyada yaşanan savaşların, çatışmaların, terör
eylemlerinin temel sebebi bana göre bu zihniyet yapısı.
Devletlerin uyguladığı
acımasız şiddete, adaletsizliklere karşı isyana kalkan insanlar birleşerek
örgütler kuruyor. Devletin ötekileştirdiği, yok saydığı, adaletle hükmetmediği
halktan insanlar da bu örgütlere destek veriyor. Bir süre sonra halkın
desteğiyle örgüt, güçlendikçe karşı olduğu devletten çok daha acımasız
şiddet/terör eylemlerine imza atmaya başlıyor. "Kötülüğü düzeltmenin tek
yolu var çünkü, aynı kötülükle savaşmak".
Öte yanda, toplumun
huzurunu bozan siyasal eylemler, şiddet/terör eylemlerini durdurmak için de
devletler, askeri operasyonlar yapar. Örgüt militanlarını, sempatizanlarını yok
etmek için üzerlerine bomba yağdırır. Tek amaç vardır artık, hepsini öldürmek,
yok etmek.
"kötülüğü
düzeltmenin tek yolu var çünkü, aynı kötülükle savaşmak."
Ne hazin ki, benzer bir
zihniyet yapısına sahipler. İki tarafta yaptığı şiddeti haklı ve gereklilik
olarak görüyor.
Gezegenimizde, korkunç
savaşlar, çatışmalar bu kafa yapısına sahip insanların sayesinde ilelebet devam
edegelmekte ne yazık ki. Ve bu şekilde bir kısır döngüye dönüşerek
şiddet/savaşlar dalga dalga büyüyerek içinden çıkılmaz hale gelir. Devletlere
yakınlık hissedenler ulusal liderlerini kahramanlaştırarak putlaştırırlar.
Kahramanca savaşması için övgüler yağdırırlar. Örgütlere yakınlık hissedenler
de örgüt liderini kahramanlaştırarak putlaştırırlar. Böyle toplumlarda artık en
büyük değer, en büyük kahramanlık savaşa katılıp kahramanca savaşmak, öldürmek,
yok etmek.
Kana kan, dişe diş
kültürü, "Kötülüğü düzeltmenin tek yolu var çünkü, aynı
kötülükle savaşmak". Bazen yüz yıllarca süren kan davaları, Ortadoğu
cehenneminde yaşanan savaşlar, katliamlar, hep bu zihniyet yapısının doğurduğu
vahşetler.
Bu zihniyet yapısı, bir
toplumun küçük bir azınlığında olsa mücadele etmek mümkün olur. Korkunç olan,
mücadeleyi imkansız hale getiren ise toplumun büyük çoğunluğunun bu zihniyet
yapısında olması.
Bazan sohbet
ortamlarında şiddetin çıkmaz yol olduğunu söylediğin zaman, “ne yapalım kurşunlara karşı gül mü uzatalım”
diyerek çıkışıyorlar. Tabi ki olayı saptırıyorlar. Anlamak istemiyorlar.
Bu romanda katille
savaşan iki güvenlik elemanın yaklaşımı arasında dağlar kadar fark var. Görünürde
ikisi de katille mücadele ediyor. Ama işte Frank’ın tek derdi, insanlara daha
fazla zarar vermesini engellemek amacıyla katili yakalayıp adalete teslim
etmek. İşini iyi yapma duygusu içinde, iyi bir insan olmaktan da uzaklaşmadan.
General’in derdi ise katili yakalamaktan çok, kana kan,
intikam duygusu içinde yakalayıp öldürmek, münkünse acı çektirerek öldürmek,
onun mağdurlara yaptıklarının aynısını ona yapmak.
Kötülüğe karşı
savaşırken 2 farklı yöntem. Ne yazık ki gelişmemiş toplumlarda çoğunluk
generalle benzer kafa yapısına sahipler.
It was a great novel. Excited,
a gripping crime thriller which cut the breath. While reading a great novel,
you think about incest, kill passion,
wars, murders which poison humanity. And you think about friendship,
solidarity, to be a good person making work best.
Where the story took
place, Monte Carlo and surrounding area in the principality of Monaco.
The novel was the first
book of the Italian writer.
Türkçe (Orijinal Dili:İtalyanca)
624 s.
Çevirmen : Ezay Akyıldız
Yayınevi: Doğan Kitap
Tür / Konu : Roman , Polisiye , Edebiyat
624 s.
Çevirmen : Ezay Akyıldız
Yayınevi: Doğan Kitap
Tür / Konu : Roman , Polisiye , Edebiyat
İstanbul, 2012
...................
Bütün blog dostlarına mutluluk huzur keyif dolu yeni bir yıl diliyorum..