Huzur içinde uyu kardeşim!
Çok çabuk gittin be. Sen de o güzel atlara binip gidenlerden
oldun.
Çok zamansız gittin be dostum! bir veda bile etmeden.
Bu kadar genç ölünür mü be kardeşim.
Nasıl yenildin o kahrolası kalp krizine.
Bir anda kendimi yapayalnız hissettim.
Ömrümüzün yetişkinlik - orta yaş dönemlerinde uzak düştük. Dünyanın
öbür ucuna gittin. Yüksek lisans doktora yapıp dönecektin. Dönmedin. Orda tanışıp
sevdiğin Tayvan lı yengemizle evlendin. Ve oraya yerleştin. Kaldın oralarda..
yıllar yıllar geçti görüşemedik. Çok uzak düştün. Ve sonra işte kahrolası ölüm haberini
aldım.
Emeklilikten sonra bari aynı yerde buluşuruz diye konuşuyorduk
telefonda. Egede küçük bir sahil kasabası olabilir diyordun, ben de İzmir de
olabilir diyordum. Çocuklar da büyümüş olurlar. Biz yine ülkeyi kurtarmaya devam
ederiz kaldığımız yerden. diyordun gülerek.
Güzel bir hayalden öte çok güzel bir umuttu benim için. Bu umudum paramparça
oldu.
Tanıdığım en iyi kalpli,
en dürüst, en vicdanlı insandın. Ve hayattaki en kral arkadaşımdın.
Birbirinin omuzunda ağlayabilen, yanında kendin olabildiğin çok özel dostlardandık.
Gençlik yıllarımda, üniversite yıllarımda en yakın arkadaşım oldun.
En güzel dostluğu, arkadaşlığı seninle yaşadım.
Muhafazakar değerlere saygılı, özgürlükçü demokrat yapın ile Levent
Gültekin e, yine demokrat, sakin, bilge
duruşun ile Hasan Cemal i andırıyordun güzel kardeşim.
Yurt dışı yüksek lisans-doktora sınavını kazanmıştın. artık
biraz sevinsen mutlu olsan demiştim de sen her zamanki hüzünlü halinle “bu başarımı
müjdeleyeceğim annem yok.” Demiştin gözyaşları içinde. Annem ne kadar sevinirdi,
gururlanırdı demiştin.
Ateşler içinde yatakta kıvranırken Akif arkadaşın telefonu ile öğrendim kahrolası haberi. Pat diye söyledi Akif. Hem de ne yazık ki 3 ay olmuş. İlk tepkim, ne diyorsun, ne
saçmalıyorsun. Nasıl olur ya. Nasıl ölür. İnanmıyorum. İnanamıyorum.
Ortak tek tanıdığımız mesut sen olduğun halde o şokla yine soruyorum
deli gibi hangi Mesut? Hala inanamıyorum. Sonsuz bir boşluğun içine düşer gibi oldum. İnanmıyorsan
internetten bak istersen dedi.
Akif şakacı makacı ama böyle bir şeyin de şakası yapılmaz ki
diyorum kendi kendime.
Sonra işte vefat ilanını, mesajları gördüm. Kahroldum. Şok oldum.
Aman allahım doğruymuş. Hemen telefonunu aradım oğlun Yunus çıktı. Ben hala
deli gibi where is your dad diye soruyorum. Hala kabullenemiyorum. Haber doğru
mu diyorum . dead.. heart attack..
sözleri beynime balyoz gibi indi.
Sonra diğer görüşmeler.
Evet doğru işte. Öldü malesef. Sapasağlam
arkadaşım, gencecik yaşında öldü işte. Bu kadar basitmiş.
Bu büyük acı yetmezmiş gibi bir de haberi bu kadar geç
aldığıma daha fazla kahroldum. Daha fazla tutamadım artık kendimi.
Çok büyük bir acı içinde bıraktın.
Allahtan rahmet diliyorum sana güzel kardeşim.
Sevgili Eşine, aslan gibi çocukların İrfan ve Yunus a sabırlar
diliyorum.