İnsan gibi hem kendi cinslerinden kaçan, hem de aynı zamanda sosyal olan başka bir canlı yoktur.
Bana öyle geliyor ki yalnızlığın amacı hem daha sakin hem de daha kendine göre yaşamaktır.
Bir ailede üzüntülerle başa çıkmak koca bir devletinkilerle başa çıkmaktan daha kolay değildir.
Sokrates’e yolculuklar yapıp ülkesine dönen birinin hiç iyileşmemiş olduğunu söylediklerinde Sokrates şöyle cevap verir :
“İnanırım, yolculuğa kendini de götürmüştü.”
İnsan, önce kendini ve ruhunu sıkan ağırlıktan kurtulmazsa, ağırlık her harekette daha da ağırlaşacaktır. Bir hastanın yerini değiştirerek ona iyilikten çok kötülük yapıyoruz. İnsanın halktan uzaklaşması, yer değiştirmesi yeterli değildir. Önemli olan halk olma yolundan uzaklaşmaktır. Kendi başına topluluktan çekilip, kendine başlamak gerekir.
Yalnız yaşamayı, dolayısıyla başkalarından vazgeçmeyi düşündüğümüz andan itibaren, memnuniyetimizin bizden başka hiçbir şeye bağlı olmadığını düşünerek yaşamalıyız. Bütün ilişkilerden vazgeçip gerçekten yalnız ve kendi isteğimizce yaşamalıyız.
İnsanların ilgisini çekmemesine rağmen neden sanatla uğraşıp kendine bu kadar zarar verdiği sorulduğunda şu cevabı veren adamı hatırlayalım:
“Ben azla yetinirim, bir amatör hatta hiç kimse bile bana yeter.”
Haklıdır, siz ve bir arkadaşınız, hatta siz tek başınıza bile bir tiyatro oynamak için yeterlisinizdir. Halk sizin için bir tek kişi, tek bir kişi ise halk yerine geçebilir.
Araştırmanız gereken, insanların sizin hakkınızda nasıl konuştuğu değil, sizin kendi hakkınızda nasıl konuştuğunuzdur.
Kendi kendinizden çıkın ve önce kendinizi karşılamak için hazırlanın; kendi kendisini yönetmeyi bilmeyen insanın, kendisiyle gurur duyması deliliktir.
favorim olan eserin, en sevdiğim parçaları yer almış burada
YanıtlaSilteşekkürler yorumunuz için.. kitap benim olmadığı için altını çizemiyordum bende bilgisayara yazdım ilgimi çeken yerleri. diğer yazdıklarımı da bloga aktaracam...
Sil