Aşk mı, özgürlük mü?
Birinden birini seçmek gerekir mi?
Hem aşkı hem özgürlüğü birden yaşamak mümkün mü?
Yalnızlık ve tek başınalık aynı şeyler mi?
Hem bir ilişkiye sahip olmak, hem de tek başına bir yaşam sürmek mümkün mü?
Aşk ve özgürlük
Aşk ve meditasyon
Kendini sevmek, kendine değer vermek, kendini bencilce egoistçe sevmekle aynı şey mi?
Sevecen bir insan olmak mı, Tutkulu bir insan olmak mı?
Özgür ve mutlu bir yaşam yaratmak, v.s üzerine insanı derin düşüncelere yönlendiren, alışılagelen kalıplaşmış pek çok düşünceleri sorgulatan çok sarsıcı bir kitap..
Kendini sev… Bu radikal bir değişimin temelini oluşturabilir. Kendini sevmekten korkma. Tamamen sev ve şaşıracaksın. Tüm kendini suçlamalardan, kendine karşı saygısızlıklarından kurtulduğun gün, kendini değerli ve varoluşun sevgisine layık hissettiğin gün –işte o gün kutsal bir gün olacak. O günden itibaren insanları olduğu gibi göreceksin ve merhametli olacaksın. /sf:18
Aşk acı veriyor çünkü mutluluk yolunu açıyor. Aşk acı veriyor çünkü değişime yol açıyor; aşk bir mutasyon. Her türlü değişim acı verir çünkü yeni uğruna eski geride bırakılır. Eski olan tanıdıktır, güvenlidir, korunaklıdır, yeni olan ise tamamen bir bilinmezdir. Daha önce keşfedilmemiş denizlere yelken açarsın. /sf:42
Bir başkasını derin aşkla sevmeyen, yoğun tutku hissetmeyen, zevkin doruklarına çıkmayan, bunları hiç tanımayan kişi kendini de tanıyamaz, çünkü kendi yansımasını görecek bir aynası yoktur. /sf:43
İçin mutlulukla dolup taştığında içinde şiddetli bir paylaşım arzusu doğar. Bu paylaşım aşktır. Mutluluk mertebesine erişmemiş birinden alabileceğin bir şey değildir.Aşk bir yan üründür. Bahar gelip de aniden çiçek açmaya başladığında ve içindeki potansiyel kokuyu dışarıya saldığında –işte o kokuyu, o değeri, o güzelliği paylaşmak aşktır.
Önce ışıkla ve neşeyle dolman lazım –öyle dolacaksın ki taşacaksın. Bu taşan enerji aşktır. O zaman aşk dünyadaki en mükemmel şeydir. /sf:55
Önce için sevgi dolsun, sonra paylaşma başlayacak. Ve sonra harika sürpriz.. yani, verdikçe bilinmeyen kaynaklardan, birtakım köşelerden, tanımadığın insanlardan, ağaçlardan, nehirlerden, dağlardan sana sevgi akmaya başlayacak. Varoluşun köşe bucağından üzerine sevgi yağacak. Sen verdikçe fazlasını alacaksın. Yaşam bir sevgi dansına dönüşecek. /sf:63
Tek başına yaşamayı, sebepsiz yere sadece varoluşunun keyfine varmayı öğrendiğin zaman iki insanın beraberliği gibi daha karmaşık olan ikinci sorunu da çözebilme ihtimalin doğar. /sf:83
Kimseye ihtiyacın olmadığında, kendi kendine yettiğinde, yalnızken gayet mutlu ve mesut olduğunda, işte o zaman aşk mümkündür. /sf:87
Var olmak, aşk demektir. Nefes alabiliyorsan sevebilirsin. Aşk nefes almak gibidir. Nefes almak beden için ne anlama geliyorsa aşk da ruhun için aynı şeydir. Nefessiz kalan beden ölür; aşksız kalan ruh da ölür.
Aşk asla kıskançlık nedir bilmez. Tıpkı güneşin karanlığı tanımadığı gibi aşk da kıskançlığı tanımaz. İncinen egodur, rekabete giren egodur, devamlı didişir durur. …. Çünkü ego ancak sahiplenerek var olabilir. /sf:91
Aşk ancak meditasyon varsa mümkün olur. Eğer kendi varlığına konsantre olmayı, kendi içinde rahatlayıp gevşemeyi bilmiyorsan aşkın ne olduğunu asla öğrenemeyeceksin.
Sen kendi başına tamamen mutluysan – bir başkasına ihtiyaç duymuyorsan, diğeri bir ihtiyaç değilse - o zaman aşk için müsait olursun. Eğer diğeri senin için bir ihtiyaçsa ancak onu kullanabilir, sömürebilir, baskı altına almaya çalışabilirsin, ama sevemezsin. /sf:94
Varoluş sana istediğini sunar ve sen her neysen bu senin geçmişteki arzularının vücuda gelmiş halidir. Suçu başkasına atma –bunu sen istedin. /sf:212
Yalnızlık olumsuz bir durumdur, karanlık gibi. Yalnızlık birisini aradığın anlamına gelir; boşsun ve bu koskoca evrende korkuyorsun. Tek başınalığın tamamen farklı bir anlamı var. Birisini aradığın anlamına gelmiyor, kendini bulduğun anlamına geliyor. Kendini bulan insan yaşamın anlamını, önemini, güzelliğini, neşesini de bulur. Kendini bulmak insan yaşamındaki en önemli keşiftir, bu buluş ancak tek başına iken gerçekleşebilir. /sf:215
Hiçbir yere ait olmamak, yaşamın en büyük deneyimlerinden biridir. Tamamen yabancı kalmak, asla bir şeylerin parçası olmamak nefis bir deneyimdir, her şeyi aşarsın. /sf:222
Ancak tek başına olabilen bir insanda sevme kapasitesi bulunur. Yalnız insanlar sevemezler. Onların ihtiyacı öyle büyüktür ki sadece yapışırlar. Yalnız insanlar sevemez, ancak sömürürler. Yalnız insanlar aşık rolü yaparlar; aslında sadece sevgi almaktır dertleri. Verecek sevgileri yoktur, verecek hiçbir şeyleri yoktur. Sadece tek başına ve keyifli olmayı becerebilen bir insanın içi öylesine sevgiyle doludur ki onu paylaşabilir. /sf:225
Meditasyon var olmaktır, hiçbir şey yapmadan – ne bir hareket, ne bir düşünce, ne de bir duygu. Sen sadece varsın ve bu çok büyük bir keyif. Hiçbir şey yapmazken bu keyif de nereden çıkıyor? Hiçbir yerden veya her yerden. Nedeni yok, çünkü varoluşun ana maddesi neşedir, keyiftir. /sf:238
Aşk ve meditasyon birer kanat ve birbirlerini dengeliyorlar. Ve sen bu ikisinin arasında gelişiyorsun, ikisi arasında bütünleşiyorsun. /sf:264
Bu Osho'yu araştırayım deyip duruyordum, kısmet senin bu yazınaymış :) Yalnızlık ile tek başınalığı farklı tanımlamış, hımm :)
YanıtlaSil@ Narda ! çok ilginç, farklı, radikal yeni bakış açıları öneriyor.. :) yalnızlık ile tekbaşınalığı gerçekten harika tanımlamış..aynı şey olmadığını birbirinden çok farklı olduğunu o kadar güzel anlatıyor ki..
Silbeğendim.benim okumalarıma denk düşen bir kitap,hele ki altını çizdiklerin,eline,yüreğine sağlık:)
YanıtlaSil@Şükran ! güzel dileklerin için teşekkür ederim Şükran.
Silbak gerilim kitaplarından uzaklaştım nihayet.. :)
gerilim gerilim nereye kadar değil mi Shirin ; iyi gerçekten çok iyi olmuş :-))
Silosho'nun ennnn sevdiğim kitabı :)
YanıtlaSil@Muzurella ! bu aralar tekrar okusan iyi gelebilir.. :)
Silçok mantıklı :)
Silben de Osho kitabı alacağım kendime ve okuyacağım :-))
YanıtlaSil@ Şükran ! Tavsiye ederim. çok etkileyici.
Silben de Muzu nun blogu sayesinde tanışmış oldum osho ile.