Yazarın okuduğum ilk romanı.
Kızımın kitaplığından aldım.
Bir kadın yazarın dilinden, kadın gözüyle yaşam,
aile, sevgi, aşk ..
Mutlu evlilik, mutsuz evlilik, hayatın acıları ile başa çıkma, kendine ikinci bir şans vermek, hayatı sıfırlamak, yeni bir hayat kurmak, sil baştan yeni başlamak...
Arkadaşlık, dostluk, aile içi ilişkiler, ilgili aile, ilgisiz aile, ergen çocuk - ebeveyn ilişkileri..
Mutlu evlilik, mutsuz evlilik, hayatın acıları ile başa çıkma, kendine ikinci bir şans vermek, hayatı sıfırlamak, yeni bir hayat kurmak, sil baştan yeni başlamak...
Arkadaşlık, dostluk, aile içi ilişkiler, ilgili aile, ilgisiz aile, ergen çocuk - ebeveyn ilişkileri..
Hayatın zorluklarına, eşi veya sevgilisi tarafından terk
edilme, yakınlarının ölümü, yaralanmaları gibi büyük acılara, felaketlere göğüs geren, pes etmeyen insanlar. Yaşamaktan
eğlenmekten başarmaktan vazgeçmeyen insanların ilham veren yaşam öyküleri…
Eşi ve çocukları ile aşk dolu sevgi dolu bir hayat yaşayan bir
kadın. Aniden gelen korkunç bir trafik kazası sonucu eşini kaybediyor. Bekar
bir anne olarak yaşamla baş etmesi gerektiğinin bilinciyle çocuklarını büyütmek
için hayatını yeniden düzenliyor ve hemen birkaç gün sonra işine, hayatına
kaldığı yerden devam ediyor. Müthiş hayranlık verici geldi bana.
Meme kanseri ile savaşırken eşi tarafından terk edilme acısı
da eklenen bir kadının pes etmeyerek yaşamaktan vazgeçmemesi. Tek başına meme
kanserini yenmesi ardından aşk ile canlanması, hayat bulması, tekrar
kadınlığını keşfetmesi..
Lily Thomas : 15-16 yaşlarında lise öğrencisi genç kız. okul
derslerinde başarılı ve başarılı bir kayak sporcusu.
Bill Thomas : Lily nin babası. İşadamı, ilgili bir aile babası.
Jessie Matthews : Sinir cerrahı. Başarılı, çalışkan bir
doktor, dört çocuk annesi, eş
Carole Anders : başarılı bir kilinik psikolog. Güzel bir kadın,
eş.
Joe : Bill in arkadaşı,
işadamı
Dikkatimi çekenler ;
* Kayak merkezinde telesiyej kablosu kopuyor. İnsanlar ölüyor,
yaralanıyor. Kimsenin aklından işletmenin bir ihmali var mı? diye geçmiyor. İşletmeye
de, denetimleri yapan devlet kurumlarına da tereddütsüz bir güvenleri var. Ne
kadar şanslı insanlar. Güven içinde yaşamak ne büyük nimet.
* ‘Çocuk 18 yaşına geldi. Hala çamaşırlarını annesi yıkıyor’. Bu
duruma şaşırıyorlar. Tuhaf karşılıyorlar. Çocuklarını ne kadar güzel bir sorumluluk
duygusu ile büyütüyorlar. İnsan hayran kalıyor. Lise çağlarında çocukların pek
çoğu yaz tatilinde çalışıyorlar. Çocuk kamplarında danışmanlık, büro elemanı,
yüzme öğretmenliği, v.s gibi işler..
En son paragraftaki olguyu her zaman söylerim. Çok pohpohlaniyor bu ülkede çocuklar. Sorumsuz nesiller oluşuyor bu sebeple. Bizi bile annelerimiz camdanmışız gibi yetiştirdiler. Hata aslinda....sevgi ve koruma içgüdüsü baskın çıkınca büyüyememiş çocuklarla boğuşuyoruz...
YanıtlaSilHarika özetlemişsin.. aynen.. çok kötü yetiştiriliyor çocuklar bu ülkede. üzücü bir durum.
SilBiz de öyle bir kablo kopsa,gücü sorgulamaktansa insanlar birbirini suçlar ve birbirine girer diye düşündüm :)
YanıtlaSilKimse kimsenin işini düzgün, nizami yaptığından emin değil. kimse kimsenin dürüstlüğünden emin değil. o yüzden galiba..
SilAlways interesting!
YanıtlaSilCiao, happy Sunday!
Kisses, Paola.
Expressyourself
Ciao Paola!
SilHappy Sunday!